Gazetecilik hayatımda unutamadığım bazı anlar var. İşte o anlardan birkaçı da çevirmen, yazar ve editör Osman Akınhay'la kesişen yollarımız. Solcuların ünlü vicdanlı yayıncısı. Tam bir yaşayan efsane. İlk iki fotoğraf İstanbul'da Agora Yayınları'nda çekilmiş. İlk fotoğraf 2008 yılında yağmurlu bir günde. İkinci fotoğraf 2009 yılında. Sonuncu fotoğraf 2011, Londra. Olympia'daki Londra Kitap Fuarı'na gitmek üzereyken. Boris Kagarlitski'nin Düşünen Sazlık (Metis Yayınları) çevirisini okurken bir anda çevirmenin kim olduğunu tanıma ihtiyacı duydum. Sonra kalkıp İstanbul'a gittim. Son derece eli bol ve nazikti. Bizi ağırladı, kendi eliyle çay yaptı. Yeni çıkan Agora kitapları ve dergi hediye etmişti. Hiç unutmam. Hâlâ da öyledir. Ne istesem geri çevirmez. Eric J. Hobsbawm ve Terence Ranger'in Geleneğin İcadı derlemesini hediye etti. Bugün bile baş köşede saklarım. Böyle bir anı herkese nasip olmaz. Bu yazıyı da bir dönem onun kurucu editörlüğünü yaptığı Mesele dergisinin yazı tipi Garamond ile yazıyorum. Mesele'yi bilenler bilir. Efsane fonttur.
Daha sonra, ilerleyen zamanlarda bir de söyleşi gerçekleştirdik. O zamankı şartlardan dolayı söyleşiyi kendi adımla yayınlanmadı maalesef. Nazende Nur diye takma isimle yayınlandı. Hazin.
Söyleşi için bkz: Osman
Akınhay ile söyleşi. Kıbrıs Yavru
Köle Gibi. On. 2010, Şubat (9), s. 24-27.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder