ibrahim beyazoğlu

Fotoğrafım
Famagusta, Cyprus
Kazandığı araştırma bursuyla , 2013 ve 2014 yıllarında Leeds Üniversitesi Tarih Bölümü'nde postkolonyal tarih konulu doktora araştırmaları gerçekleştirdikten sonra  adaya döndü. Doğu Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde doktor unvanı ile çalışmalarına devam ediyor. 2007- 2011 yılları arasında adada Türkçe ve İngilizce gazetecilik yaptı. KIBRIS gazetesi ve Cyprus Today gibi kurumlarda akredite gazeteci olarak çalıştı. Ayrıca muhtelif gazetelerde kısa süreli serbest ve edebi gazetecilik deneyimine de sahiptir. Cynthia Cockburn, Alberto Manguel, Tariq Ali, Thanos Veremis, Rebecca Bryant, Yiannis Papadakis, Hugh Pope, Susan Dente-Ross, Tanıl Bora, Prakash Kona ve Alecos Christakis ve Vatikan Maslahatgüzarı Umberto Barato, Osman Akınhay, Ömer Laçiner gibi isimlerle söyleşiler gerçekleştirdi.

6 Mart 2021 Cumartesi

Bir Anı ... Alecos Christakis ile Söyleşi - 2007

Alecos Christakis ile Kıbrıs Gazetesi'nde gerçekleştirdiğimiz söyleşiden bir kare. Alecos da benim gibi Giritli. Karşıdaki hanımı bir türlü anımsayamadım. Tatjana diye aklımda kalmış nedense. 

Söyleşi 10 Temmuz 2007'de yapılmış gibi duruyor.

Söyleşi için: Çözüm yolu belli: Diyalog ve paylaşım. Kıbrıs. 21 Temmuz 2007, s. 18-19.  

Fotoğrafı kim çekti anımsamıyorum. 

Alecos Christakis kim diye merak eden varsa buradan bakabilir https://en.wikipedia.org/wiki/Alexander_Christakis  



5 Mart 2021 Cuma

Bir Anı: “Futbol, Kimlik ve Tutku” ...

Işık Kitabevi’nin o dönem gelenekselleşmiş “Pazartesi Söyleşileri”nin için yaptığım konuşma. Etkinliğin tam adı “Futbol, Kimlik ve Tutku”.  Tarih: 21-05-2012. Sunum Lefkoşa, Naci Talat Vakfı’nda gerçekleştirilmişti. 

Futbol: Bazen hoş.

Tutku: Harika.

Kimlik: Sakat! 

Gazete küpürü: “Futbol, Kimlik ve Tutku” Konuşulacak. Kıbrıs. 19 Mayıs 2012, s. 33. 




4 Mart 2021 Perşembe

Gerçekleştirdiğim söyleşiler ve röportajlardan bazıları

Gerçekleştirdiğim söyleşiler ve röportajlardan bazıları:

Söyleşiler ve röportajlara dair ayrıntılı bilgi için benimle ibrahim.beyazoglu@emu.edu.tr ya da ibrahim.beyazoglu@gmail.com üzerinden irtibata geçebilirsiniz. 

Alecos Christakis ile Söyleşi. Çözüm yolu belli: Diyalog ve paylaşım. Kıbrıs. 21 Temmuz 2007, s. 18-19. 

Vatikan Maslahatgüzarı Umberto Barato ile Söyleşi. Ortodoks Kilisesi barışa hizmet etmiyor. Kıbrıs. 15 Şubat 2008, s. 1, 4.

Ölü Bölgeden Yankılar: Kıbrıs'ın Bölünmüşlüğünü Aşmak kitabının yazarı sosyal antropolog Yiannis Papadakis ile Söyleşi. Kıbrıs yeniden birleşirse, dünyaya çok umutlu bir mesaj verilecek. Kıbrıs. 9 Mart 2008, s. 20-21.

Susan Dente-Ross ile Söyleşi. Gazetecilik sorun yerine, çözümün bir parçası olabilir. Kıbrıs. 17 Mart 2008, s. 26.

Yunanistan Milli Eğitim Konseyi Başkanı Thanos Veremis ile Söyleşi. Kıbrıs'ta çözüm birkaç yıl içerisinde geriye dönülmez bir hal alacak. Kıbrıs. 13 Mayıs 2008, s. 14-15.

Mithat Sancar ile Söyleşi. Kıbrıs'ta bölünmüşlük sonsuza kadar sürmeyecek. Kıbrıs. 1 Haziran 2008, s. 16-17.

Prakash Kona ile Söyleşi. Prakash Kona: Geçmiş bir kara deliktir, kurtuluşu orada arayamazsınız. Kıbrıs. 9 Haziran 2008, s. 24-25.

Alecos Christakis ile Söyleşi. Dıştan müdahalelere Aldırmayın. Kıbrıs. 7 Temmuz 2008, s. 20.

Uluslararası Kriz Grubu Kıbrıs & Türkiye Proje Yöneticisi Hugh Pope ile Söyleşi. Pope: “Çözümün tam zamanı”. Yenidüzen. 27 Ağustos 2008, s. 1, 12-13.

Keti Klerides ile Söyleşi. Keti Klerides. Referandumsuz çok zor. Afrika. 7 Eylül 2008, s. 1, 9.

Tarık Ali ile Söyleşi. Tarık Ali: AB-ABD: Kıbrıs'ın Yeni Sömürgecileri.  Mesele. 2008, Eylül (21): s. 44-45.

Cynthia Cockburn ile Söyleşi. Kıbrıslı Kadınlar, müzakere sürecinden dışlanıyor. Yenidüzen, 16 Eylül 2008, s. 14-15.

Annabel McGoldrick & Susan Dente-Ross ile söyleşi Barış Gazeteciliği. Annabel McGoldrick & Susan Dente-Ross. Yenidüzen, 1 Ekim 2008, s. 22-23.

Interview with the International Crisis Group Director for Turkey and Cyprus Hugh Pope"Reuniting island may rest on party's success". Cyprus Today.  Şubat 28- Mart 6, 2009, s. 10.

Alberto Manguel ile Söyleşi. “An Interview with Ibrahim Beyazoglu of Cyprus Today” http://www.atelieraldente.de/manguel_0h4/pdf/Cyprus-Interview.pdf

Alberto Manguel ile Söyleşi. Manguel Kütüphaneler Artık Kapitalizmin Safrasıdır. Mesele. Aralık, 2009 (36), s. 5-9.

Ömer Laçiner ile söyleşi. Kıbrıs Türk solunun milliyetçilikle imtihanı. On.  2010, Ocak (8), s. 12-15.

Interview with Alberto ManguelBookshop Backing. Cyprus Today, 30 Ocak 2010.

Osman Akınhay ile söyleşi. Kıbrıs Yavru Köle Gibi. On. 2010, Şubat (9), s. 24-27.

Tufan Erhürman ile Söyleşi. Kıbrıs’a da Yeni Bir Sol Lazım ... Mesele. 2010, Eylül (45), s. 57-59.

John Wall' ile Söyleşi. John Wall'lla Söyleşi: Yeni Yüce Olarak Budalalık. Mesele. 2011, Ağustos (56): s. 38-43.

15 Temmuz 2020 Çarşamba

Logorrhea

İnsanlar çok soru soruyor. Yetmezmiş gibi bir de yorum yapıyorlar. Gereksiz. Çok gereksiz. Tıp littratüründe  buna logorrhea denir. Yani aşırı çok ve çabuk konuşma hali.  Kısacası çok ama  boş konuşuyoruz.  

6 Temmuz 2020 Pazartesi

Güneri İçoğlu'nun "Küçük Gizli Cennet"i ve Kıbrıs'ta Haset Kültürü


Güneri İçoğlu'nun cami ve türbelerin huzur veren minik bahçelerine dair bu haftaki (1 Temmuz 2020) Leman yazısını okurken, bir an yıllar önce başımdan geçen bir olayı anımsadım. 

İçoğlu'nun pandemi günleriyle başa çıkmak için etrafı dolaşırken nasıl "keşfettiği"ni bize anlattığı o huzurlu bahçeler, bana 12 sene önce iki Kıbrıslı kadın arasında geçen  bir konuşmayı anımsattı. Üç arkadaş Girne'de Green Heights Park adlı floraya gitmiştik.  Floradan ayrılmak üzereyken sözünü ettiğim kadınlardan biri flora deneyimlerini şu sözlerle dile getirmiştu: "Sakın kimseye buradan bahsetme. Başkaları gelmesin". Olayın üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen, o kadının flora üzerinde hak iddia etmesi bugün bile bana korkutucu ve düşmanca gelir. 

Neyse, İçoğlu'nun Korona Ceridesi ... Halay Başı Koviddir ... yazısına dönelim. İçoğlu, hayata bakış açısının çeşitliliğini, Sinop Ayancıklı Baba Yorgo'dan yaptığı şu alıntıyla dile getiriyor: 


"Bak şu bahçenin güzelliğine. 
Şu şeftaliye, 
şu eriğe, şu armuda, 
şu çiçeklere bak. 
Hepsi birlikte güzel. 
Bir ülkenin içinde 
ne kadar din, dil, 
ırk varsa 
o kadar zenginliktir bu. 
Tek meyveyle bahçe olmaz" (s. 10).

İçoğlu'nun meramını anlatmak için yaptığı alıntı aynı zamanda "küçük gizli bir cennet"i başkalarıyla da paylaşabilen bir kültürden desenler barındıran bir günlük yaşam örgüsünü farketmemizi sağlıyor.

Öte yandaysa, hiç de yabancısı olmadığım, arkasına köklü bir haset kültürünü alıp "bölge savaşı" veren bir korumacılığın izleri ve işaretleri var. 

Hatırlamakta fayda var. Birçok Kıbrıslı bölgelerini aşırı sahiplenip kendi güvenli nüfuz kürelerine çekilmek yerine, Güneri İçoğlu veya ona ilham veren Baba Yorgo gibi hayatın ötekiliğine geniş ve korkmadan bakabilselerdi tarih belki de başka türlü akardı. Kim bilir.

30 Haziran 2020 Salı

Alphonso Lingis ve Öteki Ahlâkı

Alphonso Lingis'in Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı'nda geçen aşağıdaki kısmı okuduktan sonra, Lingis'in hikayesine konu olan insanlardan teşekkül bir toplumda ya da böylesi bir ahlaki adanmışlıktan esinlenen bir toplulukta yaşamak istemiştim. Kitabı, 2005'te askere gitmeden hemen önce harçlık biriktirdiğim m/otel resepsiyonunda okumuştum. Öteki'nin varlığını merkeze alan duyarlılıklarından süzülmüş ahlaki duruş açısından beni Lingis kadar silkeleyen pek az anekdot veya eser vardır. Özellikle ani, beklenmedik bir durumda bir sonraki hamlemizin yaşam ve ölüm arasındaki farkı belirleme olasılığı söz konusuysa. Lingis'ten ya
ptığım alıntıyı özel kılan bir başka nokta da aslında ahlaklılığın neden öyle dinle filan veya talimat ve prosedürle olamayacağını buradan hareket ederek açıklayabilmemiz. İnanılmaz bir gücü vardı. Kim olmak istediğimi keşfetmiştim sanki o zaman. Acayip bir rüyadan sonra gözlerimi yeni açmış gibi şaşkındım.  Lingis şöyle anlatmış:

"Hindistan’ın güneyindeki Mahabalipuram’da, haftalardır hasta yattığım bir kulübede bir gece, günlerce süren o hummalı baygınlıktan uyandığımda, kollarımı hissizleştirmiş olan felcin göğsüme doğru ilerlediğini fark ettim. Sendeleye sendeleye o ağır muson gecesinin yıldızsız karanlığına çıktım. Kıyıda kesik kesik nefes almaya çalışırken birinin kolumu kavradığını hissettim. Üstünde iyice eskimiş bir peştamaldan başka bir şey yoktu ve sadece Nepal’li olduğunu anlayabildim. Oraya, Hindistan alt-kıtasının en güneyine nasıl geldiğini öğrenebilmem mümkün değildi: benim evimden çıkıp kredi kartımı kullanarak jet uçağıyla bir günde geldiğim düşünülürse, onun evi benimkinden çok daha uzaktı buraya.Sahip olduğu hiçbir şey yok gibiydi, tek başına kumların üzerinde uyuyordu. Ormanın kenarındaki kulübesinden çıkan bir balıkçıyla, benim anlayamadığım, uzun bir konuşma yaptıktan sonra beni bir futa kanosuna bindirdi; dediklerinin tek kelimesini anlamasam bile beni muson denizinin üstünden altmış beş mil ötedeki Madras hastanesine götüreceğini biliyordum. O kanoyla uğraşırken, ben uzaklarda çakan şimşeğin ara ara aydınlattığı o sessiz ve ifadesiz yüzüne bakıyordum hummalıgözlerimle; fırtına sertleşirse kendi hayatını tehlikeye atmak pahasına beni kurtarmakta tereddüt etmeyecewğinden emindim.

Bir balıkçı iskelesinde kanodan indikten sonra beni önce bir faytona, sonra da Madras’a giden bir otobüse bindirdi ve tek söz etmeden, bana bir kez olsun bakmadan ortadan kayboldu. Kumlardan başka bir adresi yoktu tabii ki; onu bir daha hiç görmeyecektim. Ama asla kopmayacak ya da unutulmayacak bir bağla bağlanmanın ne demek olduğunu, kardeş olmanın ne demek olduğunu anlamıştım.

Onun okuyamayacağı bir yazının ve anlayamayacağı bir dilin anonim  sorumsuzluğuyla bu tür şeylerden bahsetmek ne kadar ayıp, ne kadar yakışıksız!"

Lingis, Alphonso. (1997). Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı. (Tuncay Birkan, Çev.). İstanbul: Ayrıntı Yayınları, s. 137-138.

29 Haziran 2020 Pazartesi

Politik Doğruculuk

Politik doğruculuk yumurta kabuklarının üzerinde yürümeye benzer. Hassas ve kırılgan durumlara karşı nezaket söz konusudur.